1 Kasım 2011 Salı

BOSNA HERSEK

Hüznün Diyarı...


                  Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar olmak üzere 3 etnik gruba ev sahipliği yapan  Bosna-Hersek, bağımsızlığını 1990'lı yıllarda yapılan refarundumda kazanmış. Bu durumu kabullenemeyen ve tanımayan Sırplar , Boşnaklar ve Hırvatlara karşı savaş açmış ardından.
      Böyle -mış lı cümleler kullanmayayım, hepimiz bizzat biliyoruz zaten.

 

        Sabah 8 gibi hareket ediyoruz Bosna'ya...Rehberimizin anlattığı yakın tarihine bizzat şahit olduğumdan olsa gerek daha varmadan bir hüzün kaplıyor içimi.
       Haber spikerlerinin '.........Bosna'dan bildiriyor' sözleri geliyor kulağıma.
   
      
         İlk durağımız eski bir Osmalı köyü olan Poçitel...


      






Müslüman Boşnakların yaşadığı
bu köy evleri ve camisiyle eski bir
Türk köyündeymişiz hissi uyandırıyor.






         




Külah içinde meyve ler satıyor köylü kadınlar.
Biraz yukarıda enfes kahve yapan cafe ye çıkıyoruz.
Bakır cezve lerle ikram ediliyor kahvelerimiz. Dallarından kivilerin sarktığı asma altında aceleyle yudumluyoruz ...


       




Resim çekme telaşımız burada da mevcut tabiii...
 











Ve Mostar a doğru ilerliyoruz...
anlatmayı sürdürüyor rehberimiz kopyalanmış Nazi katliamını..
         92 de başlayan Sırp saldırıları  tam bir felakete dönüştü,mülteci kamplarında pek çok kişi öldürüldü ve işkenceye uğradı.
         Mayıs 95'te Sırplar kuşatmayı şiddetlendirdi ve Nato Sırplara karşı hava saldırısı düzenlendi. Sırplar, altı güvenli bölgeyi bombalayarak 300 Birleşmiş Milletler askerini rehin aldı.          Temmuz 95'te  Sırp güçleri Srebrenitsa'daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçleriyle anlaşarak şehri hedef aldı. Yaklaşık 25,000 Boşnak şehri terk ederek bir başka güvenli bölge olan Potocari'ye ulaştı. Sırplar Srebsenitsa'ya geldiğinde Hollandalı Birleşmiş Milletler gücü komutanı, Sırpları engellemek yerine onlara katliam konusunda yardımcı oldu. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş erkekler  kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürüldü.
      Srebrenitsa Katliamı'nın ardından o güne kadar olaylara kayıtsız kalan batı kamuoyunda Sırplara karşı baskılar arttı ve 95  sonlarında savaş son buldu.
    


             Mostar Köprüsü...



            Mostar şehrinden geçen, Neretva Nehri üzerinde Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayruddin tarafından 1566 yılında inşa edilen köprü.
  Köprü ye ilk saldırıyı 92'de  Sırplar düzenliyor. 93'te bir Hırvat saldırısında köprü tamamen yıkılıyor .  Neretva Nehri'nin sularına gömülüyor ,yüzyıllar boyunca  hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü olan köprünün  dev taşları. 


     Köprüden geçerken rehberimiz uyarısı üzerine ufak bir müzeye giriyoruz.
Köprünün vuruluş ve yıkılış anı görüntülenmiş, izliyor, izliyor, izliyoruz... içimde bir şey sızlıyor…



UNESCOve Dünya Bankası' nın desteğiyle 97 'de başlayan inşaatı bir Türk şirketi üstleniyor. Dalgıçlar orijinal taşları nehir yatağından bulup vinçlerle çıkarıyorlar. Suyun içinde ki bozulmaya uğrayan taşlar kullanılamadığından ,orijinal taşların çıkarıldığı  taş ocağı tekrar açılıp, burdan çıkarılan taşlar köprünün yapımında kullanılıyor. Orijinal modele sadık kalınarak yapılan tadilat  Ağustos 2003'te tamamlanıyor.
  Bugün çok uluslu bir yönetim tarafından idare edilen Mostar' da savaş döneminde başlayan bölünmeler hala devam etmektedir. Hırvatlar nehrin batısında, Müslümanlar ise doğusunda yaşıyor. Savaş sırasında şehirden ayrılan Sırplarsa bir daha geri dönmedi.



           NOT
          Şehirden ayrılırken , engel olamıyorum göz yaşlarıma,anlatılanları dinlerken ağlamamıştım. Anlayamadığım ama tanıdık bir acı var içimde.Sanki oradaydım,onlardandım ve bildiğim ama hiç görmediğim gülüşünle sende oradaydın.Aynı tuhaf histi ve aynı acı ...seni biliyorum evet oradaydın ve ayrıdüştük her seferinde, sanki seni de orada bıraktım...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder